24 Ekim 2012 Çarşamba

Dunaysır (Kızıltepe) Ulu Camiî




Mardin Kızıltepe ilçesinin kuzeybatısında bulunan Dunaysır Ulu Camisi’ni, mihrap nişi üzerindeki kitabesinden öğrenildiğine göre Artukoğulları’ndan Yavlak Arslan (1184-1200) yapımına başlamış ve kardeşi Artuk Arslan (1200-1239) tarafından 1204 yılında tamamlanmıştır.

Ulu Cami dış görünüşü ve yapı detayları yönünden Meyyafarkin Ulu Camisi’ne benzerlik göstermektedir. Kesme taş ve tuğladan yapılmış olan caminin doğudaki avlu duvarından camiye girilmektedir. Cami mihrap duvarına paralel üç sahınlı ve dikdörtgen planlıdır. Bu sahınlar mihrap önünde, iki sahın arasını kaplayan 9.75 m. çapında tromplu bir kubbe ile kesilmiştir. Mihrap önü kubbesi Meyyafarkin Ulu Camisi’nden 4 m. daha küçüktür. Kubbeye geçişi sağlayan trompların dördü de birbirinden farklı olup, kubbe dıştan hafif oval görünümdedir. İbadet mekânı mihrap önü kubbesinin eteğinde ve kasnağındaki pencerelerle aydınlatılmıştır. Caminin üzerini düz bir dam örtmektedir.

Caminin mimari süslemeleri zengin bir görünüm ortaya koymuştur. Giriş kapısının iki renkli taştan yapılmış dilimli kemerlerinde Zengi mimarisinin özelliklerini yansıtmaktadır. Giriş kapısının nişi dilimli bir çerçeve içerisine alınmıştır. Aynı zamanda burada zengin bordürler, iki taraftaki yan portallerde de tekrarlanmıştır. Bunların aralarına zincir motifleri, şamdanlar, çeşitli yıldız şekilleri kabartma olarak işlenmiştir.

Mihrap son derece zengin bir taş işçiliğini göstermektedir. Giriş kapısına benzeyen dilimli çerçeve içerisinde boydan boya uzanan zengin bir kitabe kuşağı bulunmaktadır. İki kademe halindeki mihrap nişinde de Zengi mimarisinin izleri açıkça görülmektedir. İki yanında ikişer mukarnas sıralarından oluşan başlıklar ve yıldız geçmeleri ile işlenmiş sütunlar bulunmaktadır. Ayrıca mihrap nişi içerisine Kuran’dan alınma ayetler, geometrik yıldız örnekleri, ince kıvrık dallar, Rumiler, palmetler ve zincire asılmış bir kandil yuvarlak kemerler içerisine yerleştirilmiştir. Yıldız ve geçmelerin oluşturduğu geniş bir bordür de mihrap nişinin etrafını çerçevelemektedir.



Niğde Türbeleri




Özet
    Sungur Bey Türbesi=

    Niğde merkezde, sur dışında, aynı adlı caminin güneyine bitişiktir. İlhanlı valisi Sungur Bey ( 1335?) banisi. Onarılmış.

    Tek kat, sekizgen gövde ve sekizgen kaide, içten kubbeli, dıştan on altıgen külahlı. Gövde üstte on altıgen.

    Kuzeyde taçkapı, doğuda mermer pencere var. Taçkapı mukarnas kavsaralı ve basık kemerli. İçeride de aynı kurgular var. Kıble duvarında mukarnas kavsaralı mihrap yer alır.

    Yapı kesme taştan. Pencere, kitabelik ve kuşak mermerden.

    Gövde sivri kemerler, silmeler, sütunce ve nişlerle ( içerisi de aynı kurgu) süslü.


    Hüdavend Hatun Türbesi=

    Niğde merkezde, sur dışında, Yenice mahallesi Türbe sokakta, küçük bir meydanın ortasında yer alır. 4. Kılıç Arslan'ın kızı Hüdavend Hatun 1312-13'te yaptırır. Onarılmış.

    Sekizgen kaide, sekizgen gövde, sekizgen piramidal külah örtü, tek kat, içten kubbeli. Gövde üstte on altıgen.

    Doğuda taçkapı; kuzey, kuzeydoğu ve kuzeybatıda pencereler var. Pencereler mermerden. Gövdede sütunce, friz, mukarnas, sivri kemerli formlar var. Taçkapı basık kemerli. İçerisi de aynı kurguda. Kıble duvarında mukarnas kavsaralı mihrap var. Taçkapı da mukarnas kavsaralı.

    Yapı kesme taştan. Kapı, pencere,kitabelik ve kemerler mermerden. Gövdede bitkisel, geometrik ve figürlü süslemeler (pano, kapı, pencere kenarları) var. Palmet, lotus, rumi; sekiz ve altı kollu yıldız; insan, siren, aslan, çift başlı kartal süslemeleri mevcut. Bu formlar iç mekanda da devam ediyor.


    Gündoğdu Türbesi=

    Hüdavend Hatun türbesinin güneybatısında.Gündoğdu oğlu Ahî Bevvab adına 1344'te yaptırılmış. Banisi bilnmiyor. Onarılmış.

    Kare plan, tek kat, içten tromplu kubbeli. Büyük kubbenin köşelerinde yarım altıgen dilimli tromplu kubbeler var. Köşelerdeki kemerler gövdeyi sekizgen yapar.

    Doğuda taçkapı, kuzey ve batıda birer pencere var. Pencereler mermerden, taçkapı basık kemerli. Dışta ve içte aynı plan uygulanır. Duvarlar sağır sivri kemerli. Güney duvarda mukarnas kavsaralı, sütuncesiz mihrap var.

    Yapı kesme taştan. Pencereler mermerden.

    Taçkapı bordür, silme; lotus, palmet ve geometrik desenlerle süslü. Pencereler sivri kemer alınlıklı. Mihrapta birer küçük kabara mevcut.

22 Ekim 2012 Pazartesi

Divriği Külliyesi



Sivas Divriği ilçesinin doğusunda, Divriği Kalesi’nin bulunduğu tepenin yamacında ve surların dışındadır.  Kitabeleri= Mengüçoğlu Süleyman Şah’ın oğlu Ahmet Şah ve eşi Behram Şahın’ın kızı Adil Melike Turhan Melek Sultan1229 yılında yaptırmıştır.  Çeşitli dönemlerde onarılmıştır.
Yapı topluluğu cami, güney duvarına bitişik darüşşifa ve türbeden oluşur. Yapı topluluğunda on bir kitabe bulunmaktadır. Bu kitabelerde caminin (1228-1229) yılında Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubat döneminde Mengücekoğulları Beyi Ahmet Şah ve eşi tarafından yaptırıldığı belirtilmiştir. Yapının mimarı Megaralı Hasan Bin Firuz’dur. Caminin doğu cephesindeki pencere üzerinde bulunan kitabede Ahlatlı Nakkaş Ahmet, minberinde Tiflisli İbrahim oğlu Ahmet ve Hattat Mehmet, caminin güney duvarındaki ayette de Mehmet oğlu Ahmet’in isimleri yazılıdır. ÖNEMİ= UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası listesine alınmıştır. Taçkapılarında yüksek kabartma tekniğinde yüzeyde hiç boş yer kalmayacak şekilde bitkisel ve geometrik süslemeler görülür. Yapı topluluğundan cami, mihrap önü kubbeli yapı tipine girer.

 Cami, kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen bir planlıdır. Yöresel sarımsı kesme kalker taşından yapılmış olan cami ve medrese bir bütündür. İbadet mekânına batı, kuzey ve doğusundaki üç ayrı kapıdan girilmektedir. Bu kapılardan doğudaki kapı sonradan pencereye dönüştürülmüştür. Bunlardan kuzey cephesinin ortasındaki anıtsal kapı diğerlerinden çok daha farklı olarak yapılmıştır.  Bu taçkapı oldukça yüksek ve dışarıya taşkındır. Yüksek kabartma tekniğinde geometrik ve bitkisel motiflerle çevresi bezenmiştir. Geometrik motiflerin yanı sıra tam ve yarım yıldızlar, dörtgenler, altıgenler, baklava motifleri ve zencerekler de bezemeyi tamamlamaktadır. Bitkisel motiflerde kıvrık dallar, rumiler, palmetler ve az da olsa lotuslar bazen sade, bazen de karmaşık biçimde birlikte kullanılmıştır. Bu bezeme diğer kapılar ve Selçuklu dönemi taçkapılarından  farklı olarak çerçeve dışına taşmıştır.

Caminin içerisinde dört sıra halinde dörderden on altı sekizgen paye ile beş sahın meydana gelmiştir. Kuzey-güney doğrultusundaki bu payeler birbirlerine sivri kemerlerle bağlanmıştır. Bu kemerlerin duvarlara enine destekler atılmasıyla da 25 dikdörtgen bölüm cami içerisinde meydana getirilmiştir. Mihrap önüne rastlayan kısım ise tromplu dıştan sekizgen şekilde bir külah ile örtülüdür. Bu örtü sistemi yapıya ayrı bir özellik kazandırmıştır. Bunun dışında kalan bölümlerin üzeri ise haç şeklinde, beşik ve yıldız şeklinde tonozlarla örtülmüştür. Bu arada iç mekânda beşik tonozlu bir hünkâr mahfiline ayrı bir yer ayrılmıştır. Bu durum Anadolu Selçuklu dönemi camileri arasında özgün hünkâr mahfiline sahip olması açısından da ayrı bir özellik taşımaktadır.

Caminin mihrabı kesme taştan olup, kuzey cephesindeki giriş kapısının karşısındadır. Oldukça büyük boyda olan mihrabın yarım yuvarlak nişi yarım bir kubbe ile örtülmüştür. Minber ceviz ağacında sahte kündekâri tekniğinde yapılmıştır.

İç mekânda geniş yer tutan süslemelerden çok azı bugüne gelmiştir. Mihrap nişinde, mihrap önü kubbesinde, kemer geçişlerinde, tonozlarda, hünkar mahfilinin ahşap kiriş ve dikmelerinde kırmızı, yeşil boya izleri görülmektedir. Bu arada XIII. yüzyıl Anadolu bezeme örnekleri olarak da çeşitli motifler burada görülmektedir. Özellikle mihrapta yoğun biçimde bitkisel bezeme görülmektedir. Kıvrık dallar, palmet motifleri yaygın biçimde kullanılmıştır.

Caminin kuzeybatı köşesindeki minare orijinal değildir. Minarenin kaidesindeki bir kitabeden Kanuni Sultan Süleyman tarafından 1565 yılında yaptırıldığı belirtilmiştir. Minare duvara bitişik köşeli bir kaide üzerinde tuğladan yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir. Oldukça kısa ve kalın bir görünümü vardır.
Darüşşifa:
Ulu Cami’nin bir bölümünü oluşturan darüşşifayı Ahmet Şah’ın eşi Turan Melek Sultan 1240 yılında yaptırmıştır. XVIII. yüzyılda bu yapı, hastane olarak yapılmış olmasına rağmen medrese olarak kullanılmıştır.
Darüşşifa caminin doğu duvarına bitişik olarak doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlıdır. Kapalı avlulu ve üç eyvanlı tipte bir yapı olup, batı ve güneyi çift katlı olarak yapılmıştır. Ortasındaki avlu destekler ve çift yönlü kemerlerle dokuz bölüme ayrılmıştır. Avlunun ortasındaki sekizgen havuzun bulunduğu bölümün üzeri külahla örtülmüştür. Bunun dışında kalan bölümlerin üzeri sivri, yarım çapraz ve yıldız tonozları ile örtülmüştür.
Ulu Cami’ye bitişik olan darüşşifanın yapımında yüksekliği camiden daha az tutulmuştur. Böyle olunca da dışarıdan ayrı bir görünüm kazanmıştır. Giriş taçkapısı, dışarıya eğimli ve daha taşkındır. Bununla beraber cami portalinden farklı olarak da cephe duvarı ile aynı yüksekliktedir. Giriş portaline girift kompozisyonlar oldukça gösterişli bir durum kazandırmıştır. Dıştan beş şerit halinde çerçeve içerisine alınmıştır. Bu çerçeveyi oluşturan şeritler ve kapı nişi geometrik ve bitkisel motiflerle, yüzeyde boş yer kalmayacak biçimde bezenmiştir. Geometrik motiflerin yanında dörtgenler, altıgenler, baklavalar, sekiz ve on kollu yıldız motifleri görülmektedir. Ayrıca balıksırtı ve zencerek motifleri de onları tamamlamaktadır. Bitkisel bezemelerin arasına kufi yazılar yerleştirilmiştir. Portalin iki yanındaki mukarnaslı nişlerde figürlere yer verilmiştir. Kuzey yönünde çerçeve içerisine alınmış tek ve çift başlı kartal motifleri dikkati çekmektedir.
Darüşşifanın batı cephesindeki taçkapı, profilli sivri kemerli silmelerle sınırlandırılmıştır. Bu kapının üzerinde dilimli, aynalı kemerli ve dışarıdan bir sütunla bölünmüş bir pencereye yer verilmiştir. Bu taçkapıl caminin girişinde olduğu gibi dışa taşkın bezemelerle son derece gösterişlidir. Tekstil kapısı ismi yakıştırılan bu kapı da geometrik, bitkisel ve figürlü bezemelere geniş yer verilmiştir. Ayrıca çokgen, fırıldak ve sekiz kollu yıldızlar da sıkça kullanılmıştır. Kıvrık dallar, rumiler, palmetler, lotüsler, yaprak ve akantus motifleri de onları tamamlamıştır. Vazodan çıkan palmetler ise burada ayrı bir özellik taşımaktadır. Taçkapının iki yanındaki yuvarlak rozetlerin üzerinde büyük boyutta, ancak tahrip olmuş birer insan figürü görülmektedir. Bunun yanı sıra portalin kuzeyinde altta silmeli üçgenlerle sınırlandırılmış olan yüzeyde iki insan figürünün olduğu görülmektedir.
Darüşşifanın doğusunda, ana eyvanın kuzeyindeki mekân türbe olarak yapılmıştır. Bu mekân batı yönündeki bir kemerle ikiye ayrılmıştır. Türbenin batısı beşik tonozla, doğusu da tromplu bir kubbe ile örtülmüştür. Türbe içerisinde 16 sanduka bulunmaktadır. Bunlardan girişteki ilk sırada bulunan firuze sırlı tuğla ile olan sanduka Turan Melek Sultana, orta sırada altıgen firuze çinilerle kaplı olan sanduka da Ahmet Şah’a aittir.

20 Ekim 2012 Cumartesi

Çapanoğlu Camiî- Yozgat Ulu Camiî


Yozgat il merkezi,  Cumhuriyet Meydanı yakınındadır. Kitabesi= Bozok Sancağı Valisi Çapanoğlu Mustafa Bey banisidir.(1779) yılında yaptırılmıştır. ÖNEMİ=  Avrupa etkili barok mimarîye sahiptir. Yapımında bir söylentiye göre, İstanbul'dan getirilen ustalar çalıştırıldığı için İstanbul camilerinin özelliklerini yansıtıyor. İnşasında Kapadokya bölgesine özgü sarı renkli kesme taş kullanılmıştır (özellikle ilk yapıda). İç mekânda çeşitli yerlerde bazı resim kompozisyonlarına ve programına yer verilmiştir. Giriş revaklarında ve kemer aynalıklarında mimarî ve doğa tasvirlerine; revakların tonozlarında, kubbe ve pandantiflerinde kıvrık dallar, meyve motifleri ve kaplar içinde çiçek demetlerine rastlanır. Plan açısından bir yenilik getirmiyor. İstanbul camilerinin sâde bir örneği olan bu yapının mimarı bilinmiyor.

İki kısımdır= Güneyde ilk kısım (iç cami), 1779 yılında Çapanoğlu Mustafa Bey’in yaptırdığı kısımdır. Buna kuzeyden eklenmiş  mekân (dış cami)  ise bugünkü giriş revakı üzerindeki kitabeden öğrenildiğine göre, Mustafa Bey’in kardeşi Süleyman Bey tarafından  (1793–1794) yılında yaptırılmıştır ve açık kahve- bordo renkli kesme taştandır. Caminin iki vakfiyesi olup, bunlardan (1780) tarihli vakfiye Mustafa Bey tarafından,  (1793) tarihli vakfiye de Süleyman Bey tarafından düzenlenmiştir.  Kesme taştan yapılmış olan caminin güney bölümü dıştan beyaz renklidir ve dikdörtgen planlıdır. İbadet mekânı iki kalın paye ve üç duvar üzerine dayanan  bir kubbe ile örtülmüştür. Kubbeye geçiş tromplarla sağlanmıştır. İbadet mekânının kuzeyinde enlemesine dikdörtgen planlı bir bölüm daha bulunmaktadır. İki kemerle üç bölüme ayrılan bu mekânın üstü mahfil olarak hazırlanmıştır. Bu bölümün üzeri iki yanda birer küçük kubbe, ortada da ayna tonoz ile örtülmüştür. İlk yapımında caminin son cemaat yeri olarak düşünülen bu mekâna diğer bölüm eklenince fonksiyonu tamamen değişmiştir. Bu yeni bölümün üzeri de aynı örtü sistemi ile örtülmüştür. Caminin kare planlı ibadet mekânı tromplu merkezi bir kubbe ile örtülmüştür. Bu bölüm iki yan kenarda altlı üstlü üçer, mihrabın iki yanında da birer pencere ile aydınlatılmıştır. Caminin tüm bölümleri ve kubbe kasnağı da dâhil olmak üzere 54 pencere ile aydınlatılmıştır. Mihrap dışarıya çıkıntı yapacak biçimdedir. Kirli beyaz, yeşil ve bej renkli mermerden işlenmiş olan mihrap, iki yanda çifte sütunlarla sınırlandırılmıştır. Bunun yanındaki minber de renkli mermerlerden dekoratif biçimde yapılmıştır. Caminin bezemesi barok üslupta olup, bu tür bezemenin Anadolu’daki en erken örneklerinden birisidir. Giriş kapısının çevresinde renkli mermerlere işlenmiş akantus yaprakları, istiridye nişleri, “C” ve “S” kıvrımlı kabartmalar bulunmaktadır. Ayrıca iç mekân natürmort ağırlıklı ve peyzaj görünümlü kalem işleri ile bezenmiştir.

Caminin minaresi kare kaide üzerinde, yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir. Ancak iki bölümün birbirine eklenmesinden ötürü de minare batı cephesinin ortasında kalmıştır.

Caminin doğu cephesinde kare planlı, üzeri kubbeli kesme taştan Çapanoğulları ailesinin türbesi bulunmaktadır. Bu türbeye caminin içerisinden girilmektedir. Caminin şadırvanı avlu içerisinde olup, eski şadırvanın parçalarının kullanılması ile yeniden yapılmıştır.